Alper Yılmaz açıkladı: Neden Euroleague'de sadece 2 Türk takım olacak?

Anadolu Efes Genel Direktörü Alper Yılmaz, Sporx'ten Hakan Celep'e özel açıklamalar yaptı.

Alper Yılmaz, Efes'in Euroleague'deki hedeflerini ve önlerindeki zorlu fikstürü, Euroleague'e 2 Türk takımın katılacak olmasını, Euroleague'in mali olarak gösterdiği gelişimi, NBA'de artan maaşlar sonrası Avrupa transfer piyasasındaki zorlukları ve Türk sporcuların altyapıdan üst yapıya çıkışta yaşadığı zorlukları değerlendirdi.

İşte Alper Yılmaz'ın Sporx'e özel yaptığı açıklamalar:

Anadolu Efes'in önünde zorlu bir fikstür var. Efes'in burada alacağı sonuçlar Euroleague'deki yerini tayin edecek. 9 haftanın ardından sizce Efes nerede olur?

"Darüşşafaka maçını kazanıp CSKA deplasmanına gitmek istiyoruz. Fakat, her maç sahada belli oluyor. Hatta son topta belli oluyor neredeyse. Son Panathinaikos veya Barcelona maçını kazansaydık daha özgüvenle oynayacaktık belki ama kaybetmenin verdiği dezavantajla gidiyoruz. Sahaya çıkyoruz ve kazanmamız gerekiyor. Bir anlamda daha da önemli hale geldi bu maç. Zor bir mücadele. İyi oynayıp istediklerimizi sahaya yansıtabilirsek kazanabileceğimiz bir mücadele olduğunu biliyoruz. Ligdeki sıralama açısından önemli bir Beşiktaş maçı var. Çok zor bir deplasman. Akıllı oynayabilirsek, seyirci baskısını atlatabilirsek kazanabileceğimizi düşünüyorum."

Bir idareci olarak, NBA'de artan maaşlar sonrası Avrupa'da transfer ne kadar zorlaştı? Üstelik, birkaç sene sonra kontrat verebilecekleri oyuncu sayısı da artacak.

"NBA'deki maaşların artmasından ziyade NBDL'deki kontratların da artması bizim için çok büyük bir sıkıntı. 15 oyuncuyla sınırlı kalıyorlardı. 10 oyuncu daha fazla para kazanıyordu, çok dert değildi belki ama şimdi 18-19 oyuncuya çıktığında oradaki oyunculardan da alamayacağız. Ayrıca, tabii ki paranın artması ve bu parayı harcamak zorunda olmaları, çoğunlukla Avrupa'da bilinmeyen şekilde o parayı harcamak zorundalar. Bu sene 90 milyon dolar, seneye 110 milyon dolar harcamak zorundalar. Bu nedenle bu parayı dağıtıyorlar. Tabii, Avrupa'daki oyunculara da çok yönelmelerinden ötürü ciddi bir sıkıntı.

NBA'in yanında en büyük sıkıntılardan biri Çin pazarı. Gerçekten gün geçtikçe NBA'deki oyuncuları isteyerek ve yüksek paralar vererek alıyorlar. Orası da ciddi bir rakip haline geldi. Önemli olan Avrupa'da başarılı olan oyuncuları, NBA'e kaptırmadan iyi kontratlar yapabilmek. Maliyetleri artmadan belki daha genç ya da belki istediği fırsatları yakalayamamış oyunculara şans verebilmek. Her zaman yerli oyuncuları yetiştirip bu çarka katabilirsek, bizim için maliyetler daha ucuz bir noktaya gelir. Tabii, onları da NBA'e kaptırmamak şartıyla."

Euroleague'in bu formatında mali olarak etkileri tatmin edici mi? ULEB, kapalı ligin daha iyi olduğunu verilerle ortaya koydu. Yansımaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

"Euroleague'i oluşturan kulüpler olarak buna karar verirken, bu 10 senelik bir projeydi. Bir plan doğrultusunda hareket ediyoruz. İlk adımı bu seneydi. 3 senelik bir sürecin ardından değerlendirme aşaması var. Veriler gösteriyor ki, doğru yolda ilerliyoruz. Bu gittikçe parayı, pazarı arttırabilecek bir iş planı. Eğer, devam ettirebilirsek ve istediklerimizi sağlayabilirsek, ki ilk sene için istediklerimizi sağlamış gözüküyoruz, Euroleague NBA kadar olmasa bile, öncesine göre daha değerli bir lig haline gelecek. Bunu artırabildiğimiz sürece geri dönüşü de artacak. Ligden kazanabildiğimiz para da dahil, takımların bulabilecekleri sponsorluklar da dahil. O yüzden gittikçe bizim de pazar olarak büyüyeceğimizi ve maddi imkanlarımızın daha çok artacağını düşünüyorum. Fakat, hiçbir zaman NBA'i yakalayabilme ihtimalimiz yok. En azından önümüzdeki 10-15 sene içerisinde. O yüzden, kesinlikle bütün kulüplerin de maliyetlerini düşürmesi gerekiyor."

"HEDEF, HER SENE ALTYAPIDAN 1-2 OYUNCU A TAKIMA..."

Biraz önce "Yerli oyuncuları çarkın içine katmak" demiştik. Anadolu Efes, Türkiye açısından öncü bir kulüp. Ancak, çağ da değişiyor. Anadolu Efes, altyapı açısından kendini modern çağa nasıl adapte ediyor?

"Biz her zaman altyapıdan gelen oyuncuların, sadece Anadolu Efes'e değil, tüm Türkiye'ya yarar sağlayan bir kulüp olarak önplanda olduk. Son All-Star'da 6 Türk'ün 4'ü Anadolu Efes altyapısından, diğer 2'si de Anadolu Efes forması giymiş oyunculardı. Bu böyle devam edecek. Şimdi de birçok oyuncuyu kendimiz değerlendiremesek bile diğer kulüplerin hizmetine sunuyoruz. Şu anda altyapımızda değer verdiğimiz, hedef olarak belirlediğimiz birçok isim var. Benim genel direktör olarak yapabilirsem planım, her sene 1 ya da 2 oyuncuyu A takım kadrosuna almak. 1 ya da 2 oyuncuyu diğer kulüpler bünyesinde görebilmek. Olabilirse çatımızı Türk oyunculardan kurup, yanlarına yabancılardan kurulu bir takım yaratmaya çalışabilmek. Tabii jenerasyonlar da bunlarda önemli. 79 çok önemli bir jenerasyondu, 83-87 öyleydi, şimdi 96-97 için diyebiliriz. Öyle bir jenerasyonun gelmesi de bizim işimizi kolaylaştırır."

Peki altyapıya yabancı oyuncuların alınması konusunda ne düşünüyorsunuz? Avrupa'da Real Madrid, Barcelona bu alanda öncü olarak gidiyorlar.

"Genç yabancı oyuncuların alınması, eğer Türkleştirebiliyorsak, belki olabilir. Fakat, yabancı oyuncu olarak kalacaksa, maddi imkanlarınız varsa ben karşısında değilim. Fakat, benim kulüp olarak böyle bir imkanım yok. Bir çocuğa 16 yaşında yatırım yapayım, 5 sene bekleyeyim, olursa çok iyi diyebilecek ihtimalim yok. Onlara harcayacağım parayı, kendi oyuncuma harcayıp yerli oyuncu çıkarmayı tercih ederim. "

"LEBRON'DAN SONRA BİR LEBRON DAHA ÇIKMADI"

Türk sporunda genel olarak bir Türk oyuncu sıkıntısı var. Futbolda, basketbolda yerli oyuncu havuzu sıkıntısı var, halterde bile devşirme oyuncu var. Her alanda olmaya başladı. Sorun nedir, nasıl çözülür?

"Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın problemi bu. Benim zamanıma göre bakarsanız, NBA'e, NCAA'e giden sporcuların sayısında çok ciddi bir artış var. Türkiye Ligi'nde Cedi ve Furkan iki sene üstüste draftta seçilebiliyorsa, bu sene de Okben, Emircan, Tolga Geçim gibi isimlerden bahsedebiliyorsak, her sene draftlarda 1 tane Türk isim varsa, belki de konuyu Türkiye'de doğru değerlendiremiyoruz.

Oyuncularımızın A takıma çıktıklarında bilmeleri gereken, rakipleri diğer Türk oyuncular değil ya da rakiplerinde oynayan diğer yaşıtları değil. Euroleague'de guard olarak oynamak istiyorsanız rakibiniz Teodosic veya Spanoulis. Onları geçebilmek için çalışmalısınız. Elimde böyle biri varsa onu kullanmaktan niye çekineyim.

Cedi ilk çıktığında 6 dakika ortalamayla oynarken, bugün en çok süre alanlardan biri. Furkan, Türkiye'de 13 dakika ortalamayla oynarken daha fazla oynayabilmek için gitti. Doğuş'un dakikası 12-13. Çalışmayı bırakmadan kendilerinden isteneni anlamaları lazım. Genç takımlarda yıldız olabilirsiniz, A takımda sizden istenenleri yerine getirerek adım adım gitmeniz gerekiyor. Biraz daha mental olarak kuvvetli, sizden istenenleri anlayacak şekilde gelirseniz, daha iyi olacağını düşünüyorum. Oyuncuların gelmemesi bir yerde bitecektir diye düşünüyorum. Gelmiyor diyecekseniz, kimse kalmayınca kalanlar kabul edilecek ya da oyunun seviyesi düşecek.

ABD basketboluna bakarsanız, gençler arasında süperstar olabilecek oyuncu yok. LeBron James'ten sonra LeBron James olabilecek çok oyuncu gösterildi ama olamadılar. Avrupa'da bir Doncic var gibi gözüküyor, Saric Avrupa'nın 2 sezon en iyi genç oyuncusuydu, NBA'e gidip bir star olmadı. Demek istediğim, dünyanın genel problemi. Yeni jenerasyonun spora ya da hayata bakışıyla ilgili de bir sorun.

"FURKAN KORKMAZ İSTEDİĞİMİZ, DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ BİR OYUNCU"

Furkan Korkmaz değişikliğinin nedeni nedir? Velimir Perasovic gibi bir koç, oyunculuk kariyeri açısından direkt rol model olabilecek birisiyken, Furkan neden beklendiği gibi gelişim gösteremedi?

"Furkan, çok önemli bir hücum silahı. Hangi takımda kullanırsanız kullanın çok önemli. Euroleague seviyesinde oynayabilmek için sadece hücum yetmiyor. Her 2 tarafı da iyi oynamanız lazım. Savunmada kendini geliştirebilse bile istenilen noktaya gelememişti. Sezonun yoğunluğundan koç da oyun içerisinde tercihler yapmaya çalıştı. Furkan istediği dakikaları alamamaktan şikayet eder hale geldi. Fakat, Furkan bizim için, ülke basketbolu için çok önemli bir oyuncu. Onun iyi yerlere gelmesini istiyoruz. O da kendisini daha rahat, daha iyi hissedebileceği bir yere gitmek istedi. Biz de buna sıcak baktık. Zaten bizim oyuncumuz, seneye de bizim oyuncumuz. Bu sene kendini daha da geliştirebilse, daha mutlu olsa onun gelişimi bize katkı sağlayacaktır. Seneye kadromuzda istediğimiz, düşündüğümüz bir oyuncu. Hedefi tüm genç basketbolcular gibi NBA'e gidebilmek. Eğer, bunu seneye gerçekleştirirse bu durumda da biz, gittiği için onur duyarız. Takımımızın bütçesine bir katkı sağlayacağı için mutlu oluruz. Ben Türk oyuncuların hayallerin peşinden koşmalarına sıcak bakıyorum. Gidip deneyip, orayı da görmeleri lazım. İstemezlerse, beğenmezlerse akılları orada kalmayacak. Her zaman dönüp kendi kulüplerinde oynayabilirler."

EUROLEAGUE'DE NEDEN SADECE İKİ TÜRK TAKIMI OLACAK?

Euroleague'de gelecek sezon 2 Türk takımı olacak, 4'de İspanyol. Spor Toto Basketbol Ligi'de Avrupa'nın önde gelen 2 liginden biri, kimisi İspanya diyebilir, kimisi Türkiye diyebilir. Sonuçta konu bir nokta da Darüşşafaka mı, Malaga mı noktasına gelecek.

"Orada şunu belirlemek lazım. 11 takımı ayrı bir yerde tutmak gerekiyor. Onlardan 3'ü İspanyol, 2'si Türk. Ondan sonra olacak takımların belirlenmesindeki kriter, liglerinin Euroleague'i tanıyor olmasıdır. İspanya, Almanya, VTB Ligi böyle liglerdir.

Bizim federasyonumuz, Euroleague'i tanımıyor. Euroleague de, kulüplerin oluşturduğu bir ligin olmasını ve federasyonun ayrı bir yerde olmasını istiyor. O yüzden bizim şampiyonumuz gitmiyor. Bu sene de Eurocup/FIBA ayrımında federasyonumuz tercihini FIBA'dan yana kullamıştı. Tabii ki daha çok takımımızın olmasını hep beraber isteriz. Ülke basketbolu için, Euroleague için böyle bir pazar önemli. Türk sponsorların Euroleague'e katkısı çok önemli. Öyle olduğu zaman Türkiye daha kıymetli bir pazar haline geliyor. Fakat, oradaki 5 takım arasında olamamak ülke olarak bizim suçumuz.

Kuvvet bakımından Darüşşafaka'dan ve Malaga'dan daha kuvvetli takımlar çıkacaktır sene bazında. Khimki bu sene yok, gelecek sene daha kuvvetli olabilir. Kazan seneye olmayacak, ondan sonra daha kuvvetli olabilir. Mühim olan sistemi doğru oturtabilmek. Önümüzdeki sezon değil de, sonra takım sayısı artar ise, kesin bir şey yok, ilk alınacak takımlardan birinin Türk takımı olabileceğini düşünüyorum."

Ömer Onan, TBF Ceo'su olmadan önce federasyonu bu konuda cesaretlendiriyordu, FIBA'ya karşı çıkılması için. Bu konuda bir şey yapabilir mi?

"Seneye Eurocup'a katılmalarına bir şey diyemeyecekler muhtemelen. Fakat, 2-3 senedir bizim şampiyonumuzun gitmemesinin sebebi Kulüpler Birliği'nin oluşturduğu bir lig olmaması. Zaten bu sezon da "Aman Eurocup'a gitmeyin" dedi. Niye gelecek sene alsın?"

20 Ekim'de bir tweet'iniz vardı. "Aramızda olmayacaklar" şeklinde. Bu sözün hedefindeki isimlerin performansında bir değişim oldu mu? Bu sözler kısa vadeli miydi, yoksa uzun vadeli mi?

"Olympiakos maçında sorun, takımın mücadeleyi bırakmış olmasıydı, yenilmesi değil. Panathinaikos'a da yenildik, burada Real Madrid ve CSKA'ya da yenildik. Hiç birinde takım mücadele etmedi, kazanmak istemedi diyemem. Oradaki ayırım o. Bu forma için mücadele etmeyen oyuncuyu tutmanın anlamı yok. Mücadele etmeyen oyuncuyu tutmamak benim görevim. Fakat, mücadele sonunda, elinden gelenin en iyisini vermeye çalışıp kaybediyorsa onlara destek olmak da benim görevim. O tweetin hedefindeki oyuncular, bence çok büyük bir aşama gösterdiler. Her maça kazanmak için ıkıyorlar. Hata yapıyorlar, çok büyük hatalar yapıyorlar. Panathinaikos'a karşı elimizdeki maçı kaybettik. Fakat, o noktaya getiren de oyuncular."

ANADOLU EFES, NEDEN BÜTÇE DÜŞÜRDÜ?

Geçtiğimiz günlerde bir bütçe açıklaması yaptınız. STBL'de ve Euroleague'de gelirler artarken, Anadolu Efes neden bütçe düşürdü?

"Gelir-gider tablosunu dengelemeye çalışıyoruz. Sponsorlarımızdan gelen kaynaklarımız var, Euroleague, STBL, biletlerden gelirlerimizi daha fazla artırıp, sponsorlarımızdan aldıklarımızı düşürmeye çalışıyoruz. Diğer takımlarda gördüğümüz gibi, 1 sene çok para harcayıp, ondan sonraki sene çok kötü durumlara düşenler var. Anadolu Efes kurulduğundan beri hep yukarıyı hedefleyen, iyi bütçeli bir takım oldu. Şu anda da bütçemiz düşük ama çok düşük değil. Türkiye'nin ilk 3-4 bütçesinden biridir. Sonuçta gelir ve gider tablosunu birbirine yakın hale getirip daha kurumsal, daha sağlıklı, daha uzun süreli bir takım oluşturmaya çalışıyoruz. NBA gibi yayınları, sponsorlukları artırabilecek durumumuz yok şu an. Keşke olabilse, keşke ben de sınırsız bir bütçeyle paramı harcayabilsem ama şu anda sponsorluklar dışında kazandıklarım, takımın bütçesinin %25'i. Ana bütçeden bahsediyorum, oyuncu bütçesinden değil. %25'i, %50-60'lara çıkartabilirsem, belki daha sağlıklı, belki daha uzun süreli yatırımlar yapabiliriz diye düşünüyoruz. Hedefimiz o."

DAHA FAZLA TRANSFER OLACAK MI?

Alen Omic - Alex Kirk değişimi oldu. Videolarını bulmak kolay değil ama %35'le üçlük atmış, mobilitesi düşük bir uzuna benziyor. Savunmacı ödülü var kariyerinde. Bu alanda bir gelişim mi olacak, yoksa takım kimliğine daha uygun bir oyuncu mu?

"Sezon başından beri Alen'den istediğimizi alamıyorduk. Bayadır da oyuncu arayışı içerisindeydik. Doğru şartların, doğru şekilde, doğru bütçelemeyle oluşması gerekiyor. Bu hafta gerçekleşti Malaga'ya gitmesi. Onun yerine de bir oyuncu alırken, ilk gözettiğimiz kriter, hem 4, hem 5 numara oynayabilmesi. Ayrıca, biraz size'ının olması, çünkü biraz undersize bir takımız. Alen bize size açısından yardımcı olması için transfer edilmişti. Dunston ile beraber de oynayabilecek, sadece onu yedeklemeyecek bir oyuncu arıyorduk. Piyasada öyle bütçenize uygun çok oyuncu bulamıyorsunuz. Aralarında en uygununun bu olduğuna karar verdik. İnşallah bize beklediğimiz yardımı verir."

Sezon ortasında daha fazla hamle görebilecek miyiz?

"Umuyorum her şey iyi gider de görmeyiz. Allah korusun, bir sakatlık problemi yaşamadık. Bir sakatlığımız olursa, onu bir şekilde kapatmaya çalışacağız. Son transferimiz Kirk de yerine oturmuş olursa, sezonu böyle tamamlayacağımızı düşünüyorum. Euroleague'de 24. haftaya kadar, Türkiye'de 27. haftaya kadar yabancı transfer hakkımız var. Türkiye'de 1 tane hakkımız kaldı, Euroleague'de 2. Gidişata göre de değerlendirebiliriz ama kafamızda yeni bir transfer yok."