Pleiss: "Tüylerim diken diken olmuştu..."

Anadolu Efes'in bu yaz kontratındaki opsiyonu kullanıp takımda tuttuğu Alman oyuncu Tibor Pleiss, Sporx.com'dan Hakan Celep ve Doğuş Çiftçi'ye konuştu.

"Anadolu Efes'le ikinci sezonuna giriyorsun. Neler hissediyorsun, neler düşünüyorsun?"

Güzel şeyler. Bu sene de bu takımın parçası olduğum için çok mutluyum. Çünkü neredeyse tüm takımı burada tuttuk, bu özel bir şey. Dünyadaki diğer başarılı takımlara bakarsanız, kadrolarını bir arada tutuyorlar, iyi bir kimyaları oluyor ve birbirlerini tanıyorlar. Bence bu özel bir şey.

"Anadolu Efes'le geçtiğimiz sezon beklentileri aştınız. Bu sezon beklenti yine Final olacak. Bu beklentiler hakkında ne düşünüyorsun?"

Bence geçtiğimiz sene o noktaya (Final Four) ulaşmak daha kolaydı. Çünkü geçtiğimiz sezon biraz underdog'tuk. Kimse bizim Final Four'a çıkacağımızı ve bu kadar güçlü olacağımızı beklemiyordu. Bu sene herkes bunu biliyor. 'İyi bir takımları var ve güçlüler' diyorlar. Bu yüzden daha dikkatli olmalıyız. Geçen seneki kadar başarılı olmak için bu sene daha fazla efor sarfetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dediğim gibi, takımı bir arada tuttuğumuz için birbirimizi tanıyoruz ve neler yapabileceğimizi biliyoruz.

"BURADA HERKES BİRBİRİNE SAYGI DUYUYOR"

"Koç Ataman sürekli takımın karakterini ve dengesini övüyordu. Bu konuda düşüncelerin neler?"

Dediğim gibi, takım dengemiz çok iyi. Birbirimizi tanıyoruz. Kimin daha şakalaştığını ya da kimin kendine ait zamana ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bu zamanla öğrenilen bir şey. Artık neredeyse birlikte yaşıyor gibiyiz. Birlikte seyahatlere falan çıkıyoruz, deplasmana gidiyoruz. Herkes birbirine saygı duyuyor. Rahat hissedebilmek de bence çok önemli.

"Fenerbahçe'yle oynanan Final'de fark yaratan neydi, CSKA'yla oynanan kısımda eksik kalan neydi?"

Tüm takımın ilk kez birlikte olduğu bir zamandı. Geçen yıl herhangi bir oyuncu daha önce bir Final Four maçında bulundu mu bilmiyorum. Bu sene Final Four'a çıkarsak, eskisine göre daha rahat ve belki biraz daha kolay olabilir. Çünkü geçtiğimiz sene bizim için bu yeni bir şeydi. Heyecan da vardı, ama şimdi biraz daha tecrübeliyiz.

"BEBEK'TE DOLAŞMAYI SEVİYORUM"

"En sevdiğin şehir?"

Memleketim diyeceğim. Orada büyüdüm. Sevdiğim bir sürü yer var. Oynadığım her şehir diyebilirim. Valencia, İstanbul, Barselona en sevdiğim yerler. Favori şehrim, ailemin olduğu yer.

"İstanbul'da en sevdiğin yer neresi?"

Bebek'te dolaşmayı seviyorum. Suya yakın olduğu için atmosferi seviyorum. Güneş ışığı falan... Turistik yerleri de gezmiştim.

"Genel olarak en sevdiğin yemek?"

Suşi severim. Genel olarak her yemeği severim. Hint yemeği severim, Türk yemeği severim. İtalyan yemeği de sevdiklerimden. Nasıl yaptığınızı bilmiyorum ama tavuğu hazırlama şeklinizi de seviyorum. Pek tatlı yiyen biri değilim.

"İdolün?"

Pek idolüm olduğu söylenemez. Takım arkadaşlarımdan hücumu iyi olan bir oyuncu olduğunda, 'Hücumda onun gibi olmak isterim' diyorum. Hücumda idol olarak onu alıyorum. Savunmada da aynı şekilde. Ama ülkemde herkes Dirk Nowitzki diyecektir. Ama özellikle bir kişi söyleyemem.

"İzlemekten en keyif aldığın oyuncu?"

İki yıl önce favori bir oyuncum vardı, Kevin Durant. Onu beğenmemin sebebi; uzun, çok iyi hareket ediyor, çok iyi zıplayabiliyor, sahada yaptıkları etkileyici.

"Hayalin?"

EuroLeague şampiyonluğunu kazanmak.

"En sevdiğin kitap?"

Geçtiğimiz yıllarda bir kitap okumuştum "The Cartel" diye. Meksika'daki uyuşturucu kartellerinden bahsediyordu. İyiydi.

"En sevdiğin film, dizi?"

Forrest Gump. Men on Fire, sanırım 10 kez falan izlediğim bir film. Pulp Fiction, sanırım dün 5. ya da 6. kez izledim.

"En sevdiğin şarkı?"

Zor soru, çok şarkı var. Bir gün rap çok seviyorum, bir gün hip-hop. Hergün değişen bir şey. Bu ara favori şarkım "Want to move my feet." İki gün önce keşfettiğim bir şarkı.

"Almanya'da yaşayan Türklerin rap şarkılarını dinliyor musun?"

"Easy Easy, Tamam Tamam (gülüşmeler). Yakın zamanda birçok şarkı indirmiştim. Toplu halde indirmiştim ama özellikle bir favorim yok. Genelde radyoda şarkılar duyuyorum. Özellikle bir şarkıcı ya da şarkı olmuyor favorim.

"En sevdiğin rakam?"

21. Özel bir manası olduğunu biliyorum. Bence güçlü bir numara. Sanırım 11 senedir giyiyorum. Benim için çok özel bir numara.

"En büyük kahramanın?"

Babam sanırım. Bir keresinde, beraber bisikletle gidiyorduk, dedim ki 'Baba, hızlı gider misin, ne kadar hızlısın görmek istiyorum.' Bir bakmıştım, yok olmuştu.

"FOTOĞRAF ÇEKMEK BÜYÜK HOBİM"

"Basketbol dışında en büyük hobin?"

Fotoğraf çekmek. Boş günüm olduğu zaman şehirde gezip fotoğraf çekerim. Şu var ki, Dünyada çok seyahat ettim. ABD'de oynadım, İspanya'da oynadım. Çok farklı yerler oldu. Fotoğraf çekmenin benim için güzel bir hobi olduğunu farkettim. Dışarıda olmayı seviyorum, sürekli evimde olmayı sevmiyorum. Televizyon izlesem de, bu gece oluyor. Ama gün içinde temiz hava almayı seviyorum. Yeni yerler görüyorum. İstanbul, birçok şeyi bulabildiğiniz bir yer.

"Bir gün ileride bir fotoğraf sergisi açmayı düşünür müsün?"

Aslında planlarım vardı. Çok fotoğrafım var. Instagram hesabımda zaman zaman o fotoğrafları paylaşıyorum. Çektiğim yüzlerce fotoğrafım var. Şu sırada pek paylaşmıyorum çünkü bir fotoğraf paylaştığında herkes bunun kopyasını alıp kullanabiliyor. Ben bunları kendim için çekiyorum. Şu anda düşüncem, bu fotoğrafları büyütüp çerçeveletmek ve duvara asmak.

"Fobin var mı?"

Yok. Yükseklikle veya örümceklerle falan bir sıkıntım yok.

"Anadolu Efes taraftarlarına bir mesajın var mı?"

Güzel bir sezonu dört gözle bekliyorum. Beraber geçireceğimiz bir sezonu. Çünkü geçen yıl inanılmazdılar. EuroLeague playofflarının son maçlarında salon hep doluydu. Tüm telefonları ışıklarını yakarak kaldırıyorlardı. Tüylerim diken diken oluyordu. Etkileyiciydi. Bu anların daha fazlasını ve beraber güzel vakit geçirmeyi dört gözle bekliyorum. Çünkü biz sizler için, taraftarlar için oynuyoruz. Hepimiz büyük bir aile gibiyiz. Umuyoruz birlikte güzel bir yıl daha geçiririz.